6. İBRAHİM Aleyhisselam 20-22

6. İBRAHİM Aleyhisselam

20- Hz. İbrahim, ulül’azm = azm sahipleri denilen büyük Peygam-berlerden biridir. Bunlar, bizim
Peygamberimizle Hz. Nuh’tan ve Hz. İbra-him ile Hz. Musa ve Hz. İsa’dan ibarettir.
Nuh (A.S)ın çocukları yeryüzüne dağıldıkları zaman Ham’ın neslin-den “Nümrud” adında birisi bir
çok kabileleri başına toplayarak Babil de, şimdiki Musul şehrinin bulunduğu yerlerde Babil hükümetini
kurmuştu. Babil ülkesine “Geldanistan” denildiği gibi hükümdarlarına da “Nümrud” denilirdi.
Babil ahalisi arasında “Saibe” denilen batıl bir din türemişti. Bunlar; güneşe, aya, yıldızlara, putlara,
hükümdarlarına tapmakta idiler. ALLAH Teâlâ Hazretleri, Nümrud İbn-i Ken’an zamanında Babil ahalisine
İbrahim (A.S)ı Peygamber gönderdi ve ona on sahifelik bir kitap verdi.

21- Hz. İbrahim, Babil ahalisine hak ve hakikati bildirmeye çalıştı, kendilerini Hak dine davet etti,
doğan ölen, sönüp giden şeylerin tapılmaya layık olmadığını kendilerine söyledi. Fakat bunlar aldırmadılar,
bir yortu (bayram) günü halk, şehir dışına çıkmışlardı. İbrahim (A.S), şehirde kaldı, puthaneye giderek bir
takım putları kırdı, elindeki baltayı da büyük putun boynuna astı. Halk, şehre dönüp bu hali görünce bunu
Hz. İbrahim’in yaptığına hükmettiler. Hz. İbrahim de: “Eğer söyleyebilirse sorunuz, baka-lım belki bunu bu
büyük put yapmıştır” dedi. “Hiç cansız bir put böyle bir şey yapabilir mi?” dediler. Hz. İbrahim de:
“Mademki bunlar cansız, ellerinden bir şey gelmez şeylerdir, artık ne için bunlara tapıyorsunuz?” dedi.
İbrahim (A.S), bu cahil kavme ne kadar gaflet ve dalâlet içinde kalmış olduklarını bu suretle de anlatmak
istemişti. Bunun üzerine hepsi de biraz sustular, cehaletlerini sezer gibi oldular. Ne yazık ki cahilâne gururları
tekrar baş gösterdi. Sapıklıklarında ısrar ettiler, Hz. İbrahim’i yaktıkları büyük bir ateş içine attılar.
Fakat ateş, ALLAH Teâlânın emriyle bir gül bahçesi oldu, o mübarek zatı yakmadı. Bu bir mu’cize idi.
Bunu görenlerden bazıları iman ettiler. Hz. İbrahim de bu mü’minleri ve kendi ehl-i beytini alarak Şam
diyarına hicret etti. Bir aralık kıtlık olması sebebi ile Mısır’a gitti, sonra da dönüp Ken’an ilinde, yani
Kudüs-ü şerif havalisinde ikamet buyurdu.

22- İbrahim (A.S), rivayete göre Adem (A.S)ın yaratılışından üçbin üçyüz otuzyedi sene sonra
Babil’de doğmuş ve yüzyetmişbeş veya ikiyüz sene yaşamıştır. Kudüs’ü şerife bağlı “Halilürrahman”
kasabasında bir mağara içinde hanımı Sâre ile beraber medfundur.
Hz. İbrahim’e “Halilullah” denir ve kendisine bütün milletler hürmet eder. Son derece misafirperver
idi. Minberde hutbe okumak, misvak kullanmak, sünnet olmak, tırnak kesmek Hz. İbrahim’in sünnetleri
kısmın-dandır. Kâbe-i Muazzama’yı oğlu İsmail (A.S) ile beraber ilk olarak veya yenileyerek bina kılmıştır.