17. SÜLEYMAN (A.S)
52- Hz. Süleyman, Davut (A.S)ın oğludur. Onun vefatından sonra on üç yaşında olarak yerine
geçmiş, sonra kendisine Peygamberlik de verilmiştir. Bu sebeple muhterem babası gibi Peygamberlikle
hükümdar-lığı bir arada bulundurmuştur.
Hz. Süleyman’a doğu ve batıdaki hükümdarlar itaat göstererek kıy-metli hediyeler göndermiş, Yemen
Melikesi Belkıs dâhi kendisiyle gö-rüşmeye gelmiştir. Kızıl denizde hazırlattığı donanmayı Muhit denizi
“okyanus” sahillerine göndermişti. “Tetmür” “Bâ’lebek” şehirlerini ve yedi senede Mescid-i Aksa’yı yaptırıp
tamamlamıştır.
53- Süleyman (A.S), bir mucize olmak üzere kuşların dillerini, maksatlarını anlardı. Hükmü,
insanlara ve cinlere, hattâ rüzgârlara geçer-di. Ahlâka, hikmete ait yazıları vardır. Kırk sene pek ihtişamlı
bir hüküm sürdükten sonra elli üç veya altmış yaşında ALLAH’ın rahmetine kavuş-muştur.
Hz. Süleyman’dan sonra İsrailoğulları, iki devlete ayrıldı. Biri “Yehûda” devletidir ki, başkenti
Kudüs idi, ve bu devlet, insanların gözünde daha muteber bulunuyordu. Diğeri de “İsrail” devletidir ki,
idare merkezi Nablus, daha sonra Samire şehri olmuştur.
Bu devletler, daha sonra doğru yoldan çıktılar. İsrail devleti Asû-riler tarafından mahvedildi.
Yahûda devleti de “Buhti Nassar”ın hücumu-na uğradı. Birçok yahûdiler Babil esaretine düştü, daha
sonraları İsrailoğulları, İranlıların, Yunanlıların ve Romalıların hakimiyetleri altına düşerek kendi
hakimiyetlerini elden çıkardılar.
54- Buhti Nassar, Kudüs’ü zaptettiği zaman Mescid-i Aksa’yı yık-mış, Tevrat nüshalarını yakmış,
Üzeyr (A.S) ile Daniyel (A.S)ı da diğer İsrailoğulları’nın âlimleriyle beraber Babil’e götürmüştü. Daha
sonra İran’daki “Kiyaniyan” hükümeti Babil’i zapt ile Geldaniye hükümetini mahvedince İsrailoğulları,
Babil esaretinden kurtulup vatanlarına dön-müşler, Mescid-i Aksa’yı yeniden yapmışlar, Hazreti Üzeyr de
Tevrat’ı ezbere okuyup yeniden yazdırmış, çoktan beri unutulmuş olan Musa (A.S)ın şeriatı yeniden
meydana çıkmıştır.
55- Kur’an-ı Kerim, Hazreti Üzeyr’e dair malûmat vermektedir. Fakat Peygamber olup olmadığını
beyan buyurmamaktadır. İslâm âlim-lerinden bir kısmına göre Hazreti Üzeyr, bir Peygamber değildir,
bilakis evliyadan büyük bir zattır. Vaktiyle yahudilerden bazıları Hazreti Üzeyr’e, -hâşâ- ALLAH’ın
oğludur, diyerek şirke düşmüşlerdi.
56- Kur’an-ı Mübin’de isimleri zikrolunan Zülkarneyn ile Lok-man’ın peygamberliğinde de ihtilâf
vardır. Zülkarneyn’in adı bir rivayete göre “Mus’ab” dır. İbrahim (A.S)ın zamanında yaşamış olduğu
rivayet edilmiştir. Dünyanın doğu ve batısına seyahat etmiş, Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kabileye karşı
bir sed yapmış, pek büyük muvaffakiyetler göstermiştir. Her halde Yunanlı İskender’den başka bir zattır.
Tarihi hayatı bizce tamamen malûm değildir.
Hz. Lokman’a gelince bu da rivayete göre Davud (A.S)ın zama-nında yaşamış, Hz. Davud’la
görüşmüş, salih ve hakim bir zattır. Yunus (A.S)ın zamanına kadar yaşamış olduğu rivayet edilmiştir.
Oğluna olan pek hikmetli öğütleri Kur’an-ı Kerim’de zikredilmiştir.
52- Hz. Süleyman, Davut (A.S)ın oğludur. Onun vefatından sonra on üç yaşında olarak yerine
geçmiş, sonra kendisine Peygamberlik de verilmiştir. Bu sebeple muhterem babası gibi Peygamberlikle
hükümdar-lığı bir arada bulundurmuştur.
Hz. Süleyman’a doğu ve batıdaki hükümdarlar itaat göstererek kıy-metli hediyeler göndermiş, Yemen
Melikesi Belkıs dâhi kendisiyle gö-rüşmeye gelmiştir. Kızıl denizde hazırlattığı donanmayı Muhit denizi
“okyanus” sahillerine göndermişti. “Tetmür” “Bâ’lebek” şehirlerini ve yedi senede Mescid-i Aksa’yı yaptırıp
tamamlamıştır.
53- Süleyman (A.S), bir mucize olmak üzere kuşların dillerini, maksatlarını anlardı. Hükmü,
insanlara ve cinlere, hattâ rüzgârlara geçer-di. Ahlâka, hikmete ait yazıları vardır. Kırk sene pek ihtişamlı
bir hüküm sürdükten sonra elli üç veya altmış yaşında ALLAH’ın rahmetine kavuş-muştur.
Hz. Süleyman’dan sonra İsrailoğulları, iki devlete ayrıldı. Biri “Yehûda” devletidir ki, başkenti
Kudüs idi, ve bu devlet, insanların gözünde daha muteber bulunuyordu. Diğeri de “İsrail” devletidir ki,
idare merkezi Nablus, daha sonra Samire şehri olmuştur.
Bu devletler, daha sonra doğru yoldan çıktılar. İsrail devleti Asû-riler tarafından mahvedildi.
Yahûda devleti de “Buhti Nassar”ın hücumu-na uğradı. Birçok yahûdiler Babil esaretine düştü, daha
sonraları İsrailoğulları, İranlıların, Yunanlıların ve Romalıların hakimiyetleri altına düşerek kendi
hakimiyetlerini elden çıkardılar.
54- Buhti Nassar, Kudüs’ü zaptettiği zaman Mescid-i Aksa’yı yık-mış, Tevrat nüshalarını yakmış,
Üzeyr (A.S) ile Daniyel (A.S)ı da diğer İsrailoğulları’nın âlimleriyle beraber Babil’e götürmüştü. Daha
sonra İran’daki “Kiyaniyan” hükümeti Babil’i zapt ile Geldaniye hükümetini mahvedince İsrailoğulları,
Babil esaretinden kurtulup vatanlarına dön-müşler, Mescid-i Aksa’yı yeniden yapmışlar, Hazreti Üzeyr de
Tevrat’ı ezbere okuyup yeniden yazdırmış, çoktan beri unutulmuş olan Musa (A.S)ın şeriatı yeniden
meydana çıkmıştır.
55- Kur’an-ı Kerim, Hazreti Üzeyr’e dair malûmat vermektedir. Fakat Peygamber olup olmadığını
beyan buyurmamaktadır. İslâm âlim-lerinden bir kısmına göre Hazreti Üzeyr, bir Peygamber değildir,
bilakis evliyadan büyük bir zattır. Vaktiyle yahudilerden bazıları Hazreti Üzeyr’e, -hâşâ- ALLAH’ın
oğludur, diyerek şirke düşmüşlerdi.
56- Kur’an-ı Mübin’de isimleri zikrolunan Zülkarneyn ile Lok-man’ın peygamberliğinde de ihtilâf
vardır. Zülkarneyn’in adı bir rivayete göre “Mus’ab” dır. İbrahim (A.S)ın zamanında yaşamış olduğu
rivayet edilmiştir. Dünyanın doğu ve batısına seyahat etmiş, Ye’cüc ve Me’cüc denilen bir kabileye karşı
bir sed yapmış, pek büyük muvaffakiyetler göstermiştir. Her halde Yunanlı İskender’den başka bir zattır.
Tarihi hayatı bizce tamamen malûm değildir.
Hz. Lokman’a gelince bu da rivayete göre Davud (A.S)ın zama-nında yaşamış, Hz. Davud’la
görüşmüş, salih ve hakim bir zattır. Yunus (A.S)ın zamanına kadar yaşamış olduğu rivayet edilmiştir.
Oğluna olan pek hikmetli öğütleri Kur’an-ı Kerim’de zikredilmiştir.