PEYGAMBERİMİZİN AMCASI EBU TALİB İLE HANIMI HATİCETÜ’L-KÜBRA
(R.Anha)IN VEFATLARI
101- Ebu Talib, Peygamber Efendimizi pek çok severdi, pek fazla korurdu. Efendimiz’in pekmuhterem, pek doğru sözlü bir zat olduğunu bilirdi. Fakat kavminin dedikodusundan korkarak görünürde
iman etmiş bulunmuyordu. Kalben iman etmiş olduğu, kendisine isnat edilen bazı “manzumeler”den
anlaşılmaktadır. Hakikati ancak ALLAH Teâlâ bilir. Peygamberliğin onuncu yılında seksen yaşında
olduğu halde vefat etmiştir.
102- Ebu Talib, vefatına yakın Kureyş büyüklerini yanına çağırarak kendilerine şöyle bir vasiyette
bulunmuş: “Ey Arabın seçkinleri! Akrabaya sevgi, fakirlere yardım, namusa, fazilete riayet ediniz. Daima
ittifak ve birlik-beraberlik dairesinde hareket ediniz. Bilhassa Muhammed’ül Emin (S.A.V)e riayet ve itaat
ediniz. İyi biliniz ki Hz. Muhammed (S.A.V), her sözünde sadıktır. Hz. Muhammed (S.A.V), ALLAH
Teâlâ’nın muvaffak kılmasına, hidayetine nail olmuştur. Bütün Kureyş kabilesinin kolları, bütün dünya
tarafları onun emirlerine itaat, onun davetine icabet edecektir. Eğer daha yaşayacak olsaydım her türlü
zorluklara katlanarak ona yardıma devam ederdim.”
103- Ebu Talib’den üç gün sonra da Haticetü’l-kübra (R.Anha) annemiz vefat etmiştir. Bunların
vefatları, Resulü Ekrem Efendimizi çok mahzun bırakmıştı. Peygamber (S.A.V) Efendimiz, Hz.
Hatice’den çok memnun idi, onun üzerine başkasıyla evlenmemişti ve onun hakkında buyurmuştu ki:
“Hayır... Bana ondan daha hayırlı bir hanım nasip olmadı, beni kimseler tasdik etmediği bir zamanda o
tasdik etti, benden herkes malını esirgerken o, mallarını bana feda etti, benim dünyada bir dostum vardı, o
da Hatice idi.”
Fahr-i alem Efendimiz (S.A.V), daha sonra Zem’a’nın kızı “Sevde” annemizle Hz. Ebubekir’in kızı
“Aişe-i Sıddıka” annemizi, daha sonra da Hz. Ömer’in kızı “Hafsa” ile Hz. Ebu Süfyan’ın kızı “Ümmü
Habibe” annemizi de hanımı olmak şerefine nail buyurmuştur. ALLAH Teâlâ hepsinden razı olsun.