MELEKLERE İMAN
50- Melekler, ruh gibi latif, nuranî, mahiyetleri ALLAH Teâlâ'ca malûm, yaratılmış bir kısımkuvvetli varlıklardır. Meleklerin bir kısmı daima ibadetle, zikir ve tefekkür ile meşgul olur. Bir kısmı da
yerde, göklerde bir hayli vazifeler ile meşgul bulunur.
Melekler, yemekten, içmekten, evlenmekten, doğup doğurmaktan beridirler. Muhtelif şekillere
girebilirler. Hak Teâlâ'nın e mirlerine asla isyan etmezler, vazifelerini emrolundukları şekilde yaparlar,
kıyamete kadar bir kutsiyet içinde yaşar, manevî bir zevk ile vakit geçirirler.
51- Biz, meleklerin varlığına iman etmekle mükellefiz. Onların varlığı haddi zatında mümkündür.
Gerçekten var oldukları ise bütün peygamberler ve semavî kitaplar tarafından bildirilmiştir. Artık melekleri
inkâr etmek, peygamberleri, kitapları inkâr demek olacağından asla caiz olamaz. Bundan dolayıdır ki
meleklerin varlığına öteden beri bütün milletler iman ede gelmişlerdir. Bu sebeple meleklere iman etmek
bizim dinimizce de bir esastır.
52- Evet... Meleklerin varlığını bütün peygamberler ve bütün ilahi kitaplar haber vermişlerdir. Bu
alemde bizim bildiğimiz bilmediğimiz, nice binlerce gizli, aşikar yaratılmış varlıklar vardır. Var
oldukları bugün keşfedilmiş veya henüz keşfedilmemiş nice binlerce kuvvetler mevcut-tur. Hatta cin
denilen akıl ve şuura sahip, gözlerden gizli bir takım ya-ratıkların varlığını da bize peygamberler ve
kitaplar haber vermişlerdir ki, bunların bir takımı mümin, bir takımı da kâfirdir.
Akla, şuura, kuvvet ve kudrete sahip varlıkların yalnız insanlardan ibaret olduğunu iddia etmek,
kâinatı n genişliğini, bu kâinatı yaratanın kudret ve azametini güzelce düşünmemekten ileri gelir.
Herhangi birşey, sırf görülmediğinden dolayı inkâr edilemez. Nitekim kendi ruhumuzu, kendi
vicdanımızı göremediğimiz halde bunları inkâr edemeyiz.
Bu kâinatın büyüklüğüne göre zerre mesabesinde bulunan yeryü-zünde cinsleri, nevileri
sayılamayacak kadar çok olan canlı varlıklar yaşamakta iken, başka alemlerde, başka nuranî
gezegenlerde akıl ve şuura sahip, mahiyetleri bizim mahiyetimize muhalif bir takım yaratıl-mış
varlıkların bulunmadığı nasıl iddia edilebilir.
MELEKLERİN VARLIĞINDAKİ HİKMET
53- Meleklerin varlığındaki hikmeti ancak ALLAH Teâlâ tamamen bilir. Biz şu kadar biliriz ki,Hak Teâlâ, kudretine, hikmetine son olmayan bir yaratıcıdır, nice binlerce alem yaratmıştır, kendi
varlığını bilip kendisine ibadet ve itaatta bulunmak için cinleri, insanları yarattığı gibi melekleri de
yaratmıştır ve bunları da bu alemde bir takım vazifeler ile vazifeli kılmıştır. Tâ ki bu âlem, güzel bir
nizam üzere devam etsin, her zerrede ALLAH'ü Teâlâ'nın büyüklüğü göze çarpsın, her hadise o büyük yaratıcının varlığına, hikmetine şahit bulunsun ve insan kendisi-nin daima yüce, gizli kuvvetler tarafından göz altında bulunduğunu dü-şünerek uyanık bir halde yaşasın.
54- Cebrail, Mikâil, Azrail, İsrafil adında dört melek vardır ki, bunlar meleklerin en
büyüklerindendir. Bunların yanlarında bir çok me-lekler daha vardır. Cebrail (Cibril) Aleyhisselâm,
Cenabı Hakk'ın kitap-larını peygamberlere getirip tebliğ etmeğe memur bulunmuştur. Mikâil
Aleyhisselâm, bu âlemde bir kısım hadiselerin; meselâ rüzgârların, yağ-murların, ekinlerin ve benzeri
hususların meydana gelmesine memurdur. Azrail Aleyhisselâm, insanların ölecekleri zaman ruhlarını
almaya me-murdur, İsrafil Aleyhisselâm da kıyamet gününün meydana gelmesi ve bütün insanların
öldükten sonra tekrar dirilmeleri hususlarına memur bulunmuştur. Bunların kendilerine mahsus kim bilir daha nice yüksek vazifeleri de vardır.
"Hafaza", "Kiramen kâtibin" denilen melekler de vardır ki, bun-lardan her insanın yanında iki
melek bulunur. Biri, o insanın güzel amel-lerini, diğeri de çirkin amellerini yazar, o insanın amel
defterini mey-dana getirirler.
İşte herşeyi muhakkak bir hikmete bağlı yaratmış olan ALLAH Teâlâ Hazretleri, melekleri de bu
gibi vazifeleri görmek ve kendisinin adaletini ve kâinattaki hâkimiyet ve mabudiyetini tecelli ettirmek, belirt-mek gibi bir çok hikmetlerden dolayı yaratmıştır.