Ömer Nasuhi BİLMEN

Ömer Nasuhi BİLMEN

(1883 – 1971)

Türkiye Cumhuriyeti'nin beşinci Diyanet İşleri başkanı, fıkıh ve tefsir âlimi.
a- Doğumu:
1883'te (hicrî Rebîulevvel 1300, Rumi 1299) Erzurum'un Salasar köyünde doğdu. Babası Hacı
Ahmed Efendi, annesi Muhîbe Hanım'dır.
b- Tahsili:
Küçük yaşta iken babasının vefatı üzerine Erzurum Ahmediyye Medresesi müderrisi ve
nakîbüleşraf kaymakamı olan amcası Abdürrez-zak İlmi Efendi'nin himayesinde yetişti. Amcasından ve Erzurum müf-tüsü Narmanlı Hüseyin Efendi'den ders okudu. İki hocası da yakın aralıklarla ölünce
İstanbul'a gitti (1908) ve Fatih dersiamlarından To-kat’lı Şâkir Efendi'nin derslerine devam edip icazet aldı (1909). Ayrıca Ders Vekâleti'nce açılan imtihanı kazanarak dersiâmlık şehâdetnâmesi aldı (1912).
Bu arada okumakta olduğu Medresetü'l-kudât'ı da ALİY-YÜLÂLÂ (birincilik) derecesiyle bitirdi
(1913). Arapça ve Farsça'yı çok iyi bilen, Türkçe ile birlikte üç dilde şiir yazabilen Ömer Nasuhi
Bilmen bir ara Fransızca'ya da merak sarmış ve bu dili de tercüme yapacak kadar öğrenmişti.

c- Vazifeleri:
Eylül 1912'de Beyazıt dersiamı olarak göreve başladı. Temmuz 1913'te Fetvâhâne-i Âlî müsevvid
mülâzımlığına tayin edildi. Bir yıl sonra başmülâzımlığa terfi edip Ağustos 1915'te Hey'et-i Te'Iîfiyye
üye-si oldu. 18 Mayıs 1916'da Dârülhilâfe Medresesi Kısm-ı Alî fıkıh mü-derrisliğine, Nisan 1917'de
Mahkeme-i Temyîz Şer'iyye Dairesi tere-keye müteallik İ'lâmât telhis mümeyyizliğine nakledildiyse de Mayıs 1920'de tekrar Hey'et-i Te'lîfiyye üyeliğine getirildi. 1922 yılında Meclis-i Tedkikat-ı Şer'iyye üyeliğine nakledildi ve aynı yıl bu dairenin kaldırılması üzerine dersiamlığa devam etti. 1923'te Sahn Medresesi kelâm müderrisi oldu; fakat bu medrese de bir yıl sonra kapatıldı. 14 Şubat 1926'da İstanbul
Mütfülüğü müsevvidliğine, 16 Haziran 1943'te de İstanbul mütfülüğüne getirildi. 30 Haziran 1960
tarihinde Diyanet İşleri başkanlığına tayin edildi ve henüz bir yılını doldurmadan 6 Nisan 1961'de
emekliye ayrıldı. Uzun memuriyet hayatı boyunca öğretmenlik hizmetinde de bulunan Ömer Nasuhi
Bilmen, Dârüşşafaka Lisesi'nde yirmi yıla yakın bir süre ahlâk ve yurttaşlık dersleri okuttu. İstanbul
İmam-Hatip Okul’unda ve Yüksek İslâm Enstitüsü'nde usûl-i fıkıh ve kelâm dersleri verdi. Hayatının
sonuna kadar ilmi çalışmalarını sürdür-dü ve sekiz ciltlik tefsirini emekli olduktan sonra yazdı.

Önemli not: Uzun memuriyet hayatı süresince sadece 1953 yılın-da hac farizasını yerine
getirebilmek için üç aylık izin almış ve 60. gün görevine başlamıştır. Uzun yıllar içerisinde bir tek gün dahi vazifesine gitmediği görülmemiştir.
d- Vefatı:
12 Ekim 1971'de İstanbul'da vefat eden Ömer Nasuhi Bilmen, Edirnekapı Sakızağacı Şehitliği'ne
defnedildi ve bir ilim güneşi daha battı. Âlimin ölümü, âlemin ölümüdür.
e- Kişiliği:
Ömer Nasuhi Bilmen İstanbul müftülüğüne tayin edildiği tarihten itibaren vefat edinceye kadar
gerek ilmi ve ahlâkî otoritesi, gerekse samimi dindarlığı ve tevazuu ile dinî konularda Türkiye'de
müslüman halkın başlıca güven kaynağı olmuştur. İnançta, ibadet ve ahlâkta Ehl-i sünnet mezhebini
şahsında tam bir liyakatla temsil ettiği için herkesin saygı ve sevgisini kazanmıştı. Şüphesiz bunda
yaşadığı sürece aktif politikanın dışında kalmasının da önemli rolü vardır.1 Aslında Diyanet İşleri


------------------
1 Siyaset hakkındaki görüşlerini de şu bir kaç satır ile dile getirmiştir:
1. "Etme siyasetle sakın iştigal; Berk-i siyasetle yanar perr-ü bal.
(Sakın siyasetle meşgul olma; Siyaset şimşeğiyle kol ve kanat yanar.)
2.Ehl-i siyaset olamaz her kişi Ehline terk etmelidir her işi
(Herkes siyaset ehli olamaz. Her işi ehline terk etmelidir.)
3. Verme halel birliğine ümmetin Nef'ine say eyle bütün milletin
(Ümmetin birliğine bozukluk verme.Bütün milletin menfeatine gayret eyle.)
4. Kendi işinle yürü kıl iştigal Görmesin alem seni şuride hal..."
(Daima kendi işinle meşgul ol. Seni, millet perişan halde görmesin.)


başkanlığından on ay gibi çok kısa bir süre içinde ayrılmasının ger-çek sebebi, o günkü yönetimin
Türkçe ezan ve benzeri konularda Ömer Nasuhi Bilmen'i kendi politik amaçlarına alet etmeye
kalkışmasıdır.
Çünkü 1960 ihtilaliyle Türkiye'de yeni bir devir başlamış oluyor-du. Cumhuriyetin her devrinde
olduğu gibi ihtilalden sonra da Diyanet İşleri Başkanlığı için yine Ömer Nasuhi BİLMEN akla gelmiş
ve devrin başkanı Cemal Gürsel tarafından bu görevi kabul için rica ve ısrar edilmişti. O güne kadar
daima bu görevi reddeden bu zatın bu sefer ka-bulü çok manalıydı. O günün havası içerisinde eğer
zayıf mizaçlı bir kimse bu göreve getirilseydi Türkiye'de çok şeyler değişirdi. Ezanın Türkçe
okunmasından Kur'an-ı Kerim'in Türkçe okunmasına kadar de-ğişik cereyanlar o günlerin yaygın
sloganları idi.
Yine ne gariptir ki Türkiye'de dinle uzaktan yakından ilişkisi ol-mayan kimselerin dini tadil için
gösterdikleri gayret şayanı hayrettir.
Evet, işte o günün şartlarında bu görevi kabul etmekle Türkiye'de birçok değişikliği önlemeyi
başardı ve bir müddet sonra da vazifesini yapmış bir insanın huzuru içinde emekliliğini isteyerek
kendisini daha fazla çalışmaya ve son büyük eseri olan Kur'an-ı Kerim Tefsiri'ni yaz-maya adadı.
Ömer Nasuhi Bilmen de selefleri gibi dinî meseleler söz konusu olunca asla taviz vermeyen bir
yapıya sahipti. Nitekim o yıllarda dinde reform imajını Türkiye'nin gündeminde tutmak için büyük
çaba gösteren çevrelere karşı, "Bozulmayan bir dinde reform mu olur" di-yor ve İslâm'ın ortaya
koyduğu iman, ahlâk ve hukuk ilkelerinin oriji-nalliğini, evrenselliğini kendinden beklenen liyakat ve
cesaretle savunu-yordu.
Ömer Nasuhi BİLMEN, okumayı yazmayı sevdiği kadar insan-larla sohbetten o nisbette zevk
alırdı. Hiçbir gün misafiri eksik olmaz, her misafirinin mesleği ve kişiliği ile mütenasip sohbetler
ederdi. Sabrı sonsuzdu. Kendisine en ters gelen konularda dahi karşısındakini sabırla sonuna kadar
dinler ve en yumuşak şekilde onu iknaya ve doğru yolu göstermeye çalışırdı.
Yürümeyi, camileri dolaşmayı ve kabristanları ziyareti severdi. Eski arkadaşlarının birer birer
ahirete intikali onu fazlasıyla müteessir eder, gözyaşı dökerdi.
Son derece sağlam bir bünyeye sahipti. Diyanet İşleri başkanlığı döneminde ilerlemiş yaşına
rağmen merdivenleri çok hızlı çıkmasına dikkat eden arkadaşları: "Aman Hoca Efendi nazar değecek
biraz yavaş çıkın" dediklerini şaka olarak anlatırdı. Büyük ilim dehasının yanı sıra çok nüktedan bir
mizaca sahipti.

f- Eserleri:
Ömer Nasuhi Bilmen, eski dersiamlardan Cumhuriyet döneminde telifle meşgul olan birkaç
âlimden biridir. Kendisi Erzurum ağzı ile konuştuğu halde eserlerinde kullandığı üslûp ağdalı, fakat
mükemmel denecek kadar sağlamdır. Gençlik döneminde yazdığı Türkçe ve Farsça şiirlerinde de
duygu, düşünce ve ölçü açısından oldukça başarılıdır.
Hayatının büyük bir kısmını telifle geçiren ve temel İslâmî ilimler alanında çok sayıda eser veren
Ömer Nasuhi Bilmen'in başlıca eserleri şunlardır:
1. Hukûk-ı İslâmiyye ve Istılâhât-ı Fıhhiyye Kamusu. Sekiz cilttir. Mezhepler arası mukayeseli
sistematik bir İslâm hukuku kitabı olup Latin harflerinin kabulünden sonra Türkiye'de İslâm hukuku
saha-sında kaleme alınmış ilk ve en muhtevalı eserdir. İlk olarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından bastırılmıştır. Bu kitap yayım-landığı zaman akademik çevrelerde büyük bir yankı uyandırmıştı.
2. Büyük İslâm İlmihali. Elinizdeki bu eserdir.
3. Kur'ân-ı Kerim'in Türkçe Meâl-i Alîsi ve Tefsiri. Sekiz cilttir. Eserde önce sûreler ve
muhtevaları hakkında kısa bilgi verildik-ten sonra âyetlerin meali yer almakta, ardından her âyetin sade bir üslûpla izah ve tefsiri yapılmaktadır.
4. Büyük Tefsir Tarihi. İki cilttir. İki kısımdan oluşan eserin bi-rinci kısmı (I, 9-l76) usülü
tefsire, ikinci kısmı ise tefsir tarihine ayrılmıştır.
5. Kur'ân-ı Kerim'den Dersler ve Öğütler.
6. Sûre-i Fethin Türkçe Tefsiri, İ'tilâ-yı İslâm ile İstanbul Tarihçesi.
7. Hikmet Goncaları. 500 hadisin tercüme ve izahını ihtiva etmektedir.
8. Muvazzah İlm-i Kelâm. Geniş bir girişle altı bölüm ve sonuç kısmından oluşan ve yeni İlm-i
kelâm çığırında yazılmış olan eserde başlıca itikadî ve kelâmî konular yanında İslâm inançlarına ters
düşen bazı modern felsefî akımlar da tenkit edilmeye çalışılmıştır.
9. Mülehhas İlm-i Tevhid, Akaid-i İslâmiyye.
10. Yüksek İslâm Ahlâkı.
11. Dini Bilgiler. Diyanet İşleri Başkanlığı'nda çeşitli görevler için yapılan imtihanlara girecek
kimseler için sorulu cevaplı olarak hazırlanmış bir eser olup tefsir, hadis, kelâm, usûlü fıkıh, vakıf, ferâiz ve siyer konularını ele almaktadır.
12. Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtakatları. Bu kıymetli eserinde Hz.
Muaviye (R.A) hakkındaki suallere de cevaplar bulunmaktadır.
13. Dîni ve Felsefî Ahlak Lûgatçesi.
Beyânülhak, Sırât-ı Müstakim ve Sebilürreşâd mecmualarında çeşitli makaleleri yayınlanan Ömer
Nasuhi Bilmen'in ayrıca gençlik yıllarında Farsça olarak yazıp Türkçe'ye çevirdiği “Nüzhetü'l-ervah” adlı bir divançesiyle 1322'de (1904) yazdığı “İki Şükûfe-i Taaşşuk” adlı bir romanı da vardır.1

------------------
1 Geniş bilgi için bak. Türkiye Diyanet Vakfı, İslâm Ansiklopedisi, "BİLMEN Ömer Nasuhi" maddesi.