HUNEYN GAZASI, EVTAS HÂDİSESİ 162 - 163

HUNEYN GAZASI, EVTAS HÂDİSESİ
162- Mekke-i Mükerreme’nin fethi üzerine bir çok kabileler müslüman oldular. Ancak en büyük
kabilelerden olan Benî Hevâzin ile Benî Sakif kabileleri harbe kalkıştılar. Taif ile Mekke-i Mükerreme
arasında Huneyn denilen yerde toplandılar. Resulü Ekrem (S.A.V) Efendimiz henüz Mekke-i
Mükerreme’de idi. Şevval ayının yedinci günü on bin kişilik bir ordu ile Huneyn’e doğru yürüdü.
Müslümanlardan bazıları “bu ordu, hiç bir zaman azlıktan dolayı mağlup olmaz” demişti. Bu, yanlış
bir düşünce idi. Çünkü zafer, ancak ALLAH Teâlâ’dandır, askerin çokluğu ise, görünen sebeplerdendir.
İnsan, bu sebepleri hazırlamalı, fakat muvaffakiyeti Hak Teâlâ’dan bek-lemelidir. İşte kendilerine bir
uyanma dersi olmak üzere müslümanlar, bu gazada ilk baştan bozuldular, fakat sonra Hakk’ın lûtfuyla
yine galip oldular. Şöyle ki büyük kahraman Halid b. Velid Hazretleri, yanındaki erler ile beraber
tedbirsizce yürürken pusuda bulunan düşmanın hücu-muna uğrayarak bozuldu, bunların arkasındaki
Mekkeli İslâm erleri de bozulup dağıldı. Nihayet bozgunluk bütün İslâm ordusuna sıçradı. Harp
meydanında yalnız şanı yüce Peygamber (S.A.V) Efendimizle Ashab-ı güzînden birkaç zat kalmıştı.
Resulü Ekrem (S.A.V)in gösterdiği metanet ve şecaat, fevkalâde idi. “Ey ALLAH’ın dinine ve
resulüne yardım edenler!.. Nereye gidiyor-sunuz?, geliniz, ben ALLAH’ın kulu ve rasülüyüm” diye nida
ediyordu. Nihayet Ashab-ı Kiram, uykudan uyanırcasına uyandılar, tekrar toplan-maya başladılar,
düşmana şiddetli bir hücum ederek şanlı bir galibiyet kazandılar.
163- Evtas hadisesine gelince Huneyn gazası neticesinde Beni Hevazin kabilesi, İslâmiyeti kabul
ettiği için azat edilmişti. Düşman firarilerinden bazıları ise, Evtas denilen vadide toplanmışlardı. Gönderilen
küçük bir İslam birliği tarafından esir edildiler. İçlerinde Beni Sa’d kabilesinden Harisin kızı Şeyma
da vardı. Şeyma, Fahr-i âlem (S.A.V)in süt kız kardeşiydi. Resulü Ekrem (S.A.V) Efendimiz, onun esir
düştü-ğünü haber alınca üzüldü, mübarek gözlerinden yaşlar aktı. Hakkında bir çok ikram, ihsan ve gönül
alıcı davranışta bulunduktan sonra kendisini kabilesi arasına gönderdi.
Savaştan firar eden Benî Sakif kabilesi de gidip Taife kapanmışlar-dı. İslâm ordusu tarafından Taif
şehri on sekiz gün kadar kuşatıldı. Fakat o sırada fetih nasip olmadı, kuşatma kaldırıldı, bir sene sonra
Taif halkı gelip İslâm ile şeref buldular.