VEDA HACCI
168- Peygamber (S.A.V) Efendimiz’in hicretinin onuncu senesinde Veda Haccı yapılmıştır. Şöyle ki,
Zilhicce ayına on gün vardı. Resulü Ekrem (S.A.V) Efendimiz, Hac farzını yerine getirmek için Ashab-ıKira-mından kırk bin zat ile Mekke-i Mükerreme’ye gitmeye karar verdi. Arefe, Cuma gününe tesadüf
etmişti. Şanı yüce Peygamber (S.A.V) Efendimiz, yüz binden fazla müslüman ile birlikte Haccı Ekber yaptı.
Ve o gün gayet etkili bir hutbe okudu. Ümmetlerine nasihat verdi, ve başlıca şöyle buyur-du: “Ey insanlar!
dinleyiniz, anlayınız, biliniz ki, müslümanlar hep birbiri-nin kardeşidir. Bir kimseye kardeşinin malı helal
olmaz, ancak gönül rıza-sıyla vermiş ola. Sakın kendinize zulmetmeyiniz! Ey insanlar! Kadınlarını-zın
üzerinde sizin hakkınız vardır, fakat sizin üzerinizde de onların hakları vardır. Onlar sizin haklarınıza riayet
etmelidir. Siz de onlara güzel muame-le yapmalısınız. Ey insanlar! Ben size lazım olan dinî hükümleri
tebliğ ettim ve size bir şey bıraktım ki, ona sarıldıkça hiç bir vakit sapıklıkta kalmazsınız. O da ALLAH’ın
kitabıyla Peygamberinin sünnetidir.”
Daha bir çok yüksek açıklamalardan sonra: “Ey insanlar! kıyamet gününde Muhammed (S.A.V) size
risaletini tebliğ etti mi? diye sorulur, o vakit siz ne cevap verirsiniz?.” diye sordu. Onlar da: “Evet tebliğ etti”
diye şahadet ederiz, dediler. Bunun üzerine üç defa “Şahid ol ALLAH’ım!” dedi.
169- O gün akşam üstü “Bu gün size dininizi ikmal ettim, nimetimi de size tamamladım,
sizin için din olmak üzere İslâm’ı seçtim.” meâlindeki Âyet-i kerimesi nazil oldu.
Bu âyeti kerime İslam dininin en mükemmel ve en son ilâhi bir din olduğunu gösteriyor, bu din
sayesinde müslümanlara en büyük ilâhî nimetlerin tamamıyla ihsan buyurulmuş olduğunu müjdeliyor. Ve
İslâm dininden başka Hakk’ın rızasına uygun, ALLAH katında makbul bir din olmadığını da açıkça
beyan buyuruyor.
Her müslüman, nail olduğu bu büyük nimet ve saadeti bilir, takdir eder, bunun aksini asla iddia
edemez, hatırına getiremez.
Bu âyeti celile, Resulü Ekrem (S.A.V) Efendimiz’in ahiret âlemine teşrif edeceklerine de işaret
ediyordu. Çünkü artık onun mukaddes vazifesi tamamen yapılmış, insanlar gurup gurup İslâm dinine
girmiş veya girmekte bulunuyordu. Artık onun ezeli ma’buduna kavuşacağı, en yüce ebedî mükâfatlara
nail olacağı zaman gelmişti.
170- Şanı yüce Peygamber (S.A.V) Efendimiz, Mina mevkiinde bir hutbe daha okudu ve orada bulunanlara hitaben: “Ey insanlar! Her birinizin canı, malı diğerine haramdır. Yani bunlara haksız yere
tecavüz olunamaz. Kıyamet gününde Rabbinizin huzuruna çıkacaksınız, o da amellerinizden soracak ve
amellerinize göre karşılık verecektir. Sakın benden sonra gayrimüslimler gibi ayrılığa düşerek birbirinizin
boynunu vurmayınız. “Ey cemaat! haccın yapılış şeklini, adab ve rükünlerini ben-den öğreniniz, bilmem
amma, belki bundan sonra benimle bir daha burada buluşamazsınız.” diye buyurdu.
Bu, Fahr-i kâinat, aleyhi ekmelüttehiyyat Efendimiz’in son haccı idi. Bunu Mekke-i Mükerreme’de
on gün içinde bitirdi, oradaki ehli iman ile vedalaştı. Medine-i Münevvere’ye geri döndü. Bunun için bu hacca “Veda Haccı” denilmiştir.